Koronavirüs genellikle hafif ve orta derecede üst solunum yolu hastalığı olan hastaları enfekte eder ve klinik tablo genellikle soğuk algınlığına benzer. Koronavirüs enfeksiyonunun semptomları arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, muhtemelen baş ağrısı ve ateş – bazen birkaç gün devam ediyor.
Virüs, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı veya genç bireylerde zatürre veya bronşit gibi daha ciddi solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. İnsanda ölümcül olabilen çok az koronavirüs var.Solunum sorunlarına neden olan Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS), ilk olarak 2012 yılında Orta Doğu’da bildirilmiştir. Daha ciddi semptomları olan MERS ile enfekte olan her 10 hastanın dörtte üçü, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından bildirildiği üzere hayatını kaybetmiştir.
Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS), diğer tiplere göre daha şiddetli semptomlara neden olabilen bir başka koronavirüstür. İlk olarak Güney Çin’in Guandong Eyaletinde tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ishal, yorgunluk, nefes darlığı, solunum sıkıntısı ve böbrek yetmezliği ile birlikte solunum problemlerine neden olabilir. Hastanın yaşına bağlı olarak, SARS’ın ölüm oranı yüzde 0 ila 50 arasında değişmekte ve yaşlı hastalar yüksek riskli ve en savunmasız grubu oluşturmaktadır.
Koronavirüsler, hayvanların insanlarla teması yoluyla bulaşabilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, MERS’in develer arasında ve SARS’ın misk kedileri arasında bulaştığı düşünülmektedir. Koronavirüsün insandan insana bulaşması, genellikle bir insanın enfekte bir kişinin vücut salgılarıyla temasına ikincildir. Ancak virüsün bulaşıcı potansiyeline bağlı olarak virüs öksürük, hapşırma veya el sıkışması nedeniyle yayılabilir. Enfekte bir kişinin dokunduğu bir yere ve / veya nesneye ve daha sonra ağzınıza, burnunuza veya gözlerinize dokunarak enfekte olabilirsiniz.
Koronaivürs Döneminde Çalışma
Madde 13’ün 1. ve 3 Fıkrası uyarınca “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak işveren ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.’’
‘’Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.’’
İşçi gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir.
Hükümde de açıkça belirtildiği üzere işçi, mevcut bir tehlikenin varlığı halinde eğer ilgili işyerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu var ise bu kurula eğer kurul yok ise doğrudan işverene başvurarak gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir ve nitekim talebinde haklı ise gerekli tedbirler alınana kadar çalışmaktan kaçınabilir. Aslında Türkiye’de 16.03.2020 tarihi itibariyle koronavirüsün geldiği nokta dikkate alındığında bu aşamada işçinin birinci fıkra kapsamında gerekli başvuruyu yaparak hareket etmesi daha makul görünmektedir. Tabii yukarıda da değindiğimiz kriterler de bütünen göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.