Mobbing ya da psikolojik taciz olarak ifade edilen durum iş dünyasında en sık karşılaşılan durumlardan bir tanesi olmaya başladı. İnsanların çalışma ortamında karşılaştıkları bu olumsuzlukları ortadan kaldırabilmeleri adına ne yapacakları konusu büyük önem taşır. Hukuki bir uyuşmazlığın da konusu olan psikolojik tacize bir göz atmak için öncelikle tanımını yapmak gerekir
Yargıtay kararlarına konu olmuş bir konu bağlamında değerlendirildiğinde psikolojik taciz; ‘Aynı ortamda çalışan ve aynı kuruluşun parçası olan kişilerin belli bir amaç çerçevesinde düzenli olarak korku, tedirginlik, endişe, bunalım, bıkkınlık, sıkıntı ve kaygıya neden olacak söz, tutum ve davranışlar neticesinde psikolojik ve ruhsal baskı altına alınması ile güçsüzleştirme ve değersizleştirmeye yönelik davranışlar’ şeklinde tanımlanır.
Yukarıdaki tanımından da anlaşılabileceği üzere sistemli ve bilinçli bir şekilde gerçekleştirilen bu tacizin iş yerinde olması elzemdir. Çalışanların işe olan aidiyet duygusunu yerle yeksan eden sistematik çalışmalar aralıksız bir şekilde gerçekleşmelidir. Ara sıra gerçekleşen ve çalışanın psikolojik olarak zorda kalmasına neden olan tacizlerin Yargıtay tarafından mobbing olarak değerlendirilmediği bilinir.
Hangi Davranışlar Psikolojik Taciz Kabul Edilir?
Psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek olan davranışların genel anlamda sınırları çizilmiştir. Bu nedenle de iş yerinde maruz kalınan belli başlı davranışların gerçek anlamda mobbing olup olmadığına bir bakmak gerekir.
İş yerinde karşı karşıya kaldığınız söz kesme, yüksek sesle azarlama, sürekli eleştiri, çalışanın iş ortamında yok sayılması, iletişimin kesilmesi, fikirlerin itbar görmemesi, iftira, yakışıksız sözler, niteliksiz işler ile usandırma çabaları, sürekli görev ve iş değişikliği, ağır işlerde çalıştırma, fiziksel şiddet. Tüm bunlar psikolojik tacizin birer parçası olarak değerlendirilir. Bu nedenle de bu davranışların herhangi birine düzenli olarak maruz kalan herkesin hukuki açıdan haklarını koruması gerekir.
Mobbing ve Hukuki Yaptırımları
Mobbinge maruz kalan işçilerin durumu ile alakalı yapılacak olan değerlendirmede mahkemenin örnek olay üzerinden açıklanması mümkün değildir. Bu nedenle her olay kendi içerisinde değerlendirilirken iş yerinde psikolojik tacize maruz kalan ve çalışmasına engel olan personelin haklı nedenle iş sözleşmesini fesih hakkına sahip olabileceği söylenebilir. Bunun yanı sıra fiziksel ve ruhsal olarak zarar gören personelin tazminat talep etme hakkının da apaçık bulunduğu görülür.
Mobinge maruz kaldığını ispat eden çalışanlar iş yerinden ayrılırken bunu haklı nedene dayandırdıklarından kıdem tazminatı talep etme hakkına da sahip olurlar. Kıdem tazminatı alınmasının yanı sıra personelin manevi tazminat alma hakkına da sahip olacağı söylenebilir.
Uluslararası Çalışa Örgütü (ILO) tarafından yapılan tanıma göre mobbingin işçi veya işçi grubunu sabote etmek maksadı ile yapılan zalim ve intikam duyguları ile gerçekleştirilen eylemlerdir. Psikolojik tacizi gerçekleştirenin işyerinde çalışan işveren veya çalışan olması gerekmektedir. Yargıtay tarafından kabul edilmiş çizgilerin hemen hemen aynısını kabul eden ILO da bu eylemlerin çalışma ortamında hiç olmaması gerektiğini belirtir. Uluslararası arenada da bu eylemlerin karşılığı maddi ve manevi tazminat olur.